Teknoloji

Galaksileri birbirine bağlayan ‘Yıldız köprüsü’ tespit edildi

Robert Lea

Hubble Uzay Teleskobu tarafından sağlanan ilgi çekici yeni bir görüntü, bir galaksi kümesinde bir galaksiden diğerine uzanan devasa bir ‘yıldız köprüsünü’ ortaya çıkardı. Görüntü, Hubble tarafından yandan görülen ve süt beyazı bir gaz ve toz kütlesiyle çevrelenmiş, 250.000 ışıkyılı uzunluğunda bir yıldız kümesi olan Arp 295a galaksisine odaklanıyor. Hubble Teleskobu tarafından kaydedilen görüntünün tamamında, yakındaki Galaxy Arp 295c de sol üst tarafta daha küçük, daha parlak mavi bir spiral olarak görülebiliyor.

Bu gökadalar, Hubble görüntüsünde görülemeyen Arp 295b ile birlikte, Dünya’dan bakıldığında Kova takımyıldızı yönünde yaklaşık 270 milyon ışıkyılı uzaklıkta bulunan ‘Arp 295’ adı verilen gevşek gökada kümesini oluşturur.

GELECEĞİN HABERCİSİ OLABİLİR

Fotoğraf başlı başına muhteşem bir manzara olsa da, Hubble’ın kümeye ilişkin gözlemleri Samanyolu ve Andromeda galaksileri çarpıştığında neler olabileceğine işaret edebileceğinden, kendi kozmik evimize tam o anda neler olabileceğinin de habercisi olabilir. 4 milyar yıl içinde.

İki Arp 295 gökadası arasındaki boşluğu doldurmak için Hubble tarafından görüntülenen bu yıldız şeridi, kümedeki birbirini çevreleyen iki gökadanın kütle çekimsel etkileşimi sonucu gaz, toz ve yıldızları çekmesiyle oluşmuştur. Kütleçekim etkisi nedeniyle formlarını bozacak kadar birbirlerine yaklaşan galaksilere ‘etkileşimli galaksiler’ adı veriliyor. Bu galaktik etkileşim, söz konusu galaksilerin birbirinin yörüngesinde dönmesi ve çok sayıda yakın geçiş yapması nedeniyle milyarlarca yıl sürebilir.

Sonuçta, etkileşim halindeki galaksiler arasında tekrarlanan uçuşlar, bu galaksilerin çarpışmasına ve birleşmesine yol açabilir. Bu daha kalıcı etkileşim, köken galaksilerin durumunu değiştirerek sarmal kollar gibi özellikleri ortadan kaldırır ve daha tek biçimli, yavaş, sistemsiz bir galaksi yaratır. Ek olarak birleşme, oluşan galaksiye büyük bir gaz akışına neden olur ve bu da ‘yıldız patlaması’ adı verilen devasa yıldız oluşumuna neden olur, çünkü gaz ve toz bulutları yeni yıldızların yapı taşlarıdır.

SON DURAK ÇOK RAHAT OLMAYACAK

Birleşme devam ederken, çarpışan galaksilerin merkezinde Güneş’in milyonlarca veya milyarlarca katı kütleye sahip iki süper kütleli kara delik, yeni galaksinin merkezine doğru yönelerek birbirlerinin etrafında dönüyorlar. Bu hareket, süper kütleli kara delik çiftinden açısal momentumu çeken yerçekimsel dalgaların emisyonuna neden olur, bu da onların bir araya gelmesine ve sonunda birleşerek yeni, daha da büyük bir süper kütleli kara delik oluşturmasına neden olur.

Etkileşim ve birleşme sürecindeki galaksileri gözlemlemek, gökbilimcilere Samanyolu ve komşusu Andromeda’yı bekleyen kader hakkında ipuçları sağlayabilir. İki sarmal gökada birbirinden yaklaşık 2,5 milyon ışıkyılı uzaktadır ve birbirlerine saatte yaklaşık 1.079.870 kilometre hızla yaklaşmaktadır; bu, Lockheed Martin F-16 savaş uçağının en yüksek hızından yaklaşık 450 kat daha hızlıdır. Sonuç olarak galaksimiz ile Andromeda’nın yaklaşık 4,5 milyar yıl içinde birleşeceği varsayılmaktadır.

Bilim insanları 2006 yılında bu çarpışmayı simüle etmiş ve birleşme sonucunda Güneş ile Güneş Sistemi’nin Samanyolu’nun merkezindeki süper kütleli kara delik olan Yay A*’ya (Sgr A*) yaklaşabileceğini bulmuşlardı. Yıldızımız, 4,5 milyon Güneş kütlesindeki kara deliğe yeterince yaklaşırsa ya tamamen Samanyolu’nun dışına fırlatılabilir ya da Sgr A*’nın muazzam çekim kuvveti tarafından parçalanabilir.


Yepyeni makale Space.com’dan alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu